-
Kızıldere Birleşik Mücadele Ruhunun Adıdır!
Tarih 30 Mart 1972… Bundan tam 47 yıl önce, Mahir Çayan ile yoldaşları, THKO’lu yoldaşlarıyla birlikte, kendileri gibi aynı devrim ateşinin içinde pişen ve olgunlaşan Deniz’leri, cellatların kanlı ellerinden alabilmek adına, iki İngiliz teknisyenini rehin aldılar. Eylemin ertesinde, Niksar’ın Kızıldere köyünde, kerpiçten bir evde sıkıştırılan ON’lar, devletin katil kolluk kuvvetleriyle girdikleri çatışmada, savaşa savaşa ölümsüzleştiler… Tarihin belirli kavşakları vardır. Bu kavşaklar bazen kendiliğinden gelişen seyirlerin sonucu olarak geçilir, bazen ise geçilemezler. Kavşağı geçmek için ilkin, cürete ihtiyaç vardır. Bunu yapmak için ileri atılan ve cüret edenler ise halkın öncüleri, kahramanlarıdırlar. Bu minvalde 30 Mart, hiç kuşkusuz, bir kahramanlık abidesidir! O günden bugüne, Türkiyeli devrimciler, 30 Mart gibi sayısız kahramanlık örnekleri…
-
Kavgamız Baran Olacak, Tufan Olup Faşizmi Boğacak!
Aklını ve yüreğini devrimin o yanık ezgisiyle harmanlayanlar geçti bu topraklardan. Baran olup yağdılar bu çorak topraklara. Anaların ak sütü gibi berrak can suyunu verdiği tohumlar çiçeğe durmak üzere uğurluyorlar şimdi onu. Ve diyorlar ki: ”Umut dimdik ayakta!..” Bir devrimci tercihleriyle, eyledikleriyle kendi tarihini inşa eder. Ve bu tarih ancak son noktayla birlikte yazılır, kalıcılaşır. Baran Serhat MLKP’nin önder kadrolarından biri. Bu kavgada işkence de düştü payına, hapishane de… Kavgayla atan yüreği Rojava’da devrim topraklarında yine kavganın içerisinde durdu. Birleşik devrim mücadelesine omuz vermiş, Kürdistan devrimi ile Türkiye devriminin birbirine sıkı sıkıya bağlandığı bir kesitte, birleşik devrim hareketinin inşasında sorumluluk üstlenmiş bir devrimci. Kendini sosyalist-yurtsever olarak ifade eden Baran Serhat,…
-
Newroz Ateşi, Ateşin ve Güneşin Çocukları İle Büyüyor
Mart, ateşin ve güneşin ayıdır. Direnişlerin, örgütlülüğün, savaşın ve zaferin ayıdır. Mart, sert poyrazların, keskin ayazın yerini kaplayan görkemli, parlak güneş gibi; mücadelenin en fırtınalı anlarında kıvılcımların yere göğe sığmaz bir yangına dönüşmesi gibidir. Newroz ateşleri çoktan yakıldı. Meydanlarda, dağlarda değil sadece yüreklerde, gözbebeklerinde, hücrede, zindanlarda erkenden yakıldı. Ve her yakılan ateş bir sonrakini tutuşturup büyüterek yanıyor. Ateşin ve güneşin çocukları, bu coğrafyanın, iki nehrin tanıklığındaki bu toprakların halkları; yanan newroz ateşlerine bakın. Gazi direnişinden, Kızıldere yoldaşlığından ve cüretinden, devrim kıvılcımlarını saçan kadınların yürüyüşlerinden, zaptedilemez özgürlük savaşçılarından aldığınız ilhamla; nehirler ve dağların uyumlu sınırından başka sınırların olmadığı zamanların dingin aklıyla bakın. Faşist devletin başı, saray soytarısı insanın aklıyla, onuruyla, inancıyla,…