• Bir Kavga Önderi: Ulaş Bayraktaroğlu!

    Tarihte bazı anlar, bazı mekânlar, bazı olaylar, bazı insanlar vardır. Bu bazılar, tarihin akışını belirlerler. O bazı anlarda; hayat durur, mekânlar yıkıma uğrar, olaylar hiç durmaksızın patlak verir ve önder diye, tüm bunların icracısı ve kurucusu olana denir. İşte 9 Mayıs 2017 tam böyle bir an, tam böyle bir mekân yıkımıydı. Mehmet yoldaşın orada ölümsüzleşmesine sebep olan o olay, böyle gerçekleşti. Tarihin akışı o anlık durdu; sonrasında daha hızlı, daha güçlü aksın diye… Mehmet yoldaş, Rakka hamlesi sırasında, DAİŞ çetelerinden yeni kurtarılmış bir köyde, askeri çalışmalar için teçhizat ararken, hain bir mayına basarak ölümsüzleşti. Ancak Mehmet yoldaş, o anki eyleminin ve ölümsüzleşmesinin, çok ötesinde bir devrimciydi. Dosta güven, düşmana korku…

  • Yaşamları Savaş Manifestomuz, Kavgaları Zafer Andımızdır!

    “Öyle ölüler vardır ki, ben onların öldüklerinidüşündükçe, vakit olur, yaşadığımdan utanırım.” Direniş tarihinin yazıcıları özgürlük savaşçıları, Nisan’ı düşlerinin renkleriyle bağladılar Mayıs’ın kavga gününe. Özgürlüğün, arayışın, komünarların tarihiydi bu; denizde fener misali yanan ışıktı yön gösteren, hedefi aydınlatan. Zamanın farklı kesitlerinde mevcut sürgite karşı bir söylem ve eylemin pratiği olarak, berrak bir eşik koydular önümüze; Meryem Güler’lerin cüretli arayışı, Orhan Yılmazkaya’nın destansı Bostancı direnişi, Dar Azza topraklarında yeniden anlam buldu. Dar Azza’da olanı anlayabilmek için komünar ruhu hissedebilmek ve anlayabilmek gerek. Dönüp tarihe bakmak, komünarların varoluş dinamiklerine bakmak gerek. Neydi onları düşlerine çılgınca koşturan, delice bir coşku ve yaratıcılıkla eylemlerini gerçekleştiren; neydi bu cüretin, cesaretin, içten gülüşlerin kaynağı… “Onlar bizim isyan…

  • Kızıldere Birleşik Mücadele Ruhunun Adıdır!

    Tarih 30 Mart 1972… Bundan tam 47 yıl önce, Mahir Çayan ile yoldaşları, THKO’lu yoldaşlarıyla birlikte, kendileri gibi aynı devrim ateşinin içinde pişen ve olgunlaşan Deniz’leri, cellatların kanlı ellerinden alabilmek adına, iki İngiliz teknisyenini rehin aldılar. Eylemin ertesinde, Niksar’ın Kızıldere köyünde, kerpiçten bir evde sıkıştırılan ON’lar, devletin katil kolluk kuvvetleriyle girdikleri çatışmada, savaşa savaşa ölümsüzleştiler… Tarihin belirli kavşakları vardır. Bu kavşaklar bazen kendiliğinden gelişen seyirlerin sonucu olarak geçilir, bazen ise geçilemezler. Kavşağı geçmek için ilkin, cürete ihtiyaç vardır. Bunu yapmak için ileri atılan ve cüret edenler ise halkın öncüleri, kahramanlarıdırlar. Bu minvalde 30 Mart, hiç kuşkusuz, bir kahramanlık abidesidir! O günden bugüne, Türkiyeli devrimciler, 30 Mart gibi sayısız kahramanlık örnekleri…

  • Kavgamız Baran Olacak, Tufan Olup Faşizmi Boğacak!

    Aklını ve yüreğini devrimin o yanık ezgisiyle harmanlayanlar geçti bu topraklardan. Baran olup yağdılar bu çorak topraklara. Anaların ak sütü gibi berrak can suyunu verdiği tohumlar çiçeğe durmak üzere uğurluyorlar şimdi onu. Ve diyorlar ki: ”Umut dimdik ayakta!..” Bir devrimci tercihleriyle, eyledikleriyle kendi tarihini inşa eder. Ve bu tarih ancak son noktayla birlikte yazılır, kalıcılaşır.  Baran Serhat MLKP’nin önder kadrolarından biri. Bu kavgada işkence de düştü payına, hapishane de… Kavgayla atan yüreği Rojava’da devrim topraklarında yine kavganın içerisinde durdu. Birleşik devrim mücadelesine omuz vermiş, Kürdistan devrimi ile Türkiye devriminin birbirine sıkı sıkıya bağlandığı bir kesitte, birleşik devrim hareketinin inşasında sorumluluk üstlenmiş bir devrimci. Kendini sosyalist-yurtsever olarak ifade eden Baran Serhat,…

  • Newroz Ateşi, Ateşin ve Güneşin Çocukları İle Büyüyor

    Mart, ateşin ve güneşin ayıdır. Direnişlerin, örgütlülüğün, savaşın ve zaferin ayıdır. Mart, sert poyrazların, keskin ayazın yerini kaplayan görkemli, parlak güneş gibi; mücadelenin en fırtınalı anlarında kıvılcımların yere göğe sığmaz bir yangına dönüşmesi gibidir. Newroz ateşleri çoktan yakıldı. Meydanlarda, dağlarda değil sadece yüreklerde, gözbebeklerinde, hücrede, zindanlarda erkenden yakıldı. Ve her yakılan ateş bir sonrakini tutuşturup büyüterek yanıyor. Ateşin ve güneşin çocukları, bu coğrafyanın, iki nehrin tanıklığındaki bu toprakların halkları; yanan newroz ateşlerine bakın. Gazi direnişinden, Kızıldere yoldaşlığından ve cüretinden, devrim kıvılcımlarını saçan kadınların yürüyüşlerinden, zaptedilemez özgürlük savaşçılarından aldığınız ilhamla; nehirler ve dağların uyumlu sınırından başka sınırların olmadığı zamanların dingin aklıyla bakın. Faşist devletin başı, saray soytarısı insanın aklıyla, onuruyla, inancıyla,…

  • Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık!

    Yaşam yaprakları sınırsız bir deftere benzer. Her bireyin, her toplumsal halin vb. kendine ait ayrı ayrı defterleri mevcuttur. Bir cümle biter, bir başkası başlar. Olaylar ardı ardına sıralanır. Ancak tarihsel muhtevayı belirleyen paragrafların bütünüdür. Paragrafları bütünsel olarak sonuçlandıracak olan ise noktayı nereye koyduğumuzla alakalıdır. Cümleyi başlatacak, devam ettirecek ve bitirecek olan da özne(lerin) eyleminden başkası değildir. Suriye halklarının defteri, neredeyse sekiz yıldır, emperyalist haydutlar tarafından dürülüyor. Her satırı, satır araları, yaprakları; kanla şekil alıyor. Bir ülke, neredeyse yerle bir edildi. Yüzbinlerce insan öldürüldü, milyonlarcası evlerinden oldu. Tecavüz ve soykırım bir rutin haline dönüştü. Çocuklar ve kadınlar acımasızca katledildiler. Ki daha da katledilmek isteniyorlar… Tüm bu olanlara rağmen, bu karanlık girdabın…

  • Kürt Özgürlük Mücadelesinin Destansı Tarihini İnşa Eden PKK’ye Selam Olsun!

    Bir nehir düşünelim ki; bazen debisi oldukça yüksek, bazense düşük… Bazen öyle bir coşar ki üstünde hiçbir şey koymaz. Bazen de kendisini bile götüremeyecek kadar güçsüz olur… Bir yağmur yağar veya bir fırtına kopar, nehir alabildiğince hızlanır. Ki bazen bir yaprak dahi düşmez, nehir neredeyse akmaz hale gelir. Nehre bu gücü veren ya da onu güçsüz kılan, aynı zamanda nehri var eden doğadan başkası değildir. Tarih de tıpkı bir nehir gibi akar. Bazen zelzeleler olur, tüm zamanlar ve mekânlar iç içe geçer, yıkılır. Bazen de öyle tıkanır ki bir kısır döngü döner durur. Tarihte, bu kısır döngüyü bozmak için nesnel koşulların uygunluğu kadar, o koşulları uygun kılacak ve kullanacak özne…

  • Birleşik Devrimimizin Öncü Gerillası Mehmet Ali Kasırga Ölümsüzdür!

    DKP kurucu kongre delegesi ve Özgürlük Güçleri savaşçısı Barış Mustafa Kalafat (Mehmet Ali Kasırga) yoldaşımız 11 Ağustos 2018 tarihinde, Dersim dağlarında, PKK komutanlarından Atakan Mahir (İbrahim Çoban) ve PKK savaşçılarıyla birlikte, faşist TC ordu güçleriyle girdikleri çatışmada  ölümsüzleşmiştir. DKP kır birliklerinin öncü kadrolarından, savaşçı adıyla Mehmet Ali Kasırga yoldaşımız DKP savaşçıları ve HBDH’nin ortak güçlerini Karadeniz dağlarına taşımak için görevlendirilmişti. Rojava devriminde ve Medya Savunma Alanları’nda, iki yıl boyunca siyasal ve askeri çalışmalar içinde kazandığı deneyimini ülke topraklarına aktarmak için sabırsızlanıyordu. Mehmet Ali yoldaşımız bir dönem  Atakan Mahir’in yanında HBDH ana karargahında görev yaptı. HBDH savaş güçlerini Türkiye dağlarına taşımak için Medya Savunma Alanlarından 2017 yılında, Kuzey’e savaş alanlarına geçtiler.…

  • Orhan Bakırcıyan; Bilinci ve Yüreği ile Devrime Kilitli Olmak!

    Hiçbir devrim yoktur ki bedelsiz ilerlesin. Türkiye devrimi de zafere şehitler vererek ulaşacaktır. Halkların kurtuluş mücadelesinde kendini feda ruhuyla en büyük katkıyı sunanlardır ölümsüzleşenlerimiz. Onlar davaya bağlılıklarını canları pahasına göstermişlerdir. Bilinmelidir ki, insanlığın kurtuluş mücadelesi için harcanabilecek en büyük emeği, onlar harcadı. Mücadelenin gelişip güçlenmesinde her bir ölümsüzleşenimiz birer yapı taşıdır. Yaşamı güzelleştirmek, özgürlüğü derinliğine ve genişliğine büyüterek yaşamak, sömürü düzeninin insanı çürütmesine karşı direnişi eyleminde somutlamak, ölümüne inat, onurlu insanı kendi kişiliğinde billurlaştırmak onların bizlere bıraktığı tarihsel mirastır. Onlara karşı sorumluluğumuz sürüp giden hayata karşı sorumluluğumuzdur. Kanın sudan daha akışkan olduğu Ortadoğu coğrafyasında yaşatma ve yaşama savaşımızda, acılarla karılmış bu coğrafyada su değil, kandır toprağı tava getiren. Doyumsuzdur hep.…

  • Devrimci Adımların Öncüsü; Ulaş Adalı (Gökhan TAŞYAKAN) Ölümsüzdür!

    “acı yaşamak bizim en eski çağlardan kalma yanık türkümüz öylesine kısık ki sesimiz ne duyurmasını ne söylemesini biliriz kör çıplak ayaklı kişiler küçük adımlı kişiler üç adım ötesinde yaşamanın birbirine düştüler dinmez gökyüzünün avuçlarında ellerim büyümeye korkulu topal bir sancı korkudan başkaldırıya gelişen kaskatı tanrısal bir acı bakardık bakardık imrenmeye korkardık en özentisiz şeylereydi açlığımız ölüme bir vardı süreç dinmedi dinmedi acımız…” Arkadaş Zekai ÖZGER Gerçekler devrimcidir. Hemen hemen  herkes bu genellemeyi bilir ve sürekli olarak kullanır. Aynı oranda anlaşıldığı ise tartışma konusudur. Gerçekliğin ilk hali kendi gerçekliğimizdir. Türkiye Devrimci Hareketi’nin (TDH) en zayıf olduğu konudur kendi gerçekliğiyle yüzleşmesi. Kendi gerçekliğiyle yüzleşemeyen hiç bir birey veya kolektif, devrimci olamaz. Örgütler…